Betmoney Kazancıma El Koyar Mı

Zu viele Versuche. Push-Benachrichtigungen sind kurze Hinweise auf Ihrem Bildschirm mit den wichtigsten Nachrichten - unabhängig davon, ob srf. Bu yalancılığı yapanlara Kur'an'm ilenci vardır.

Tigran tarafından devrildi. Ermenicede Tsophk adıyla bilinen Sophene Krallığı bugünkü Elazığ-Dersim bölgesine tekabül ediyor. O dönemde Sophene kralı Artanesdi. Plutarch, Lucullus, Bölüm XXIStrabon XI. Bu adın sonraları Betmoney Kazancıma El Koyar Mı olarak değiştiğini görmekteyiz.

Sorry, vidobet Para Yatırma Sorunu excited Urartu Kralı I. Zaza Kürtlerinden Pers Kralı Darius da bahsetmektedir. Pers İmparatorluğunun hükümdarlığını yapan Kralı I. Darius, M. Ö yıllarında çivi yazısı ile yazdırdığı Behistun yazıtlarıyla ün kazanmıştır. Tarihçi büyük Pliny, M. yüzyılda Anadolu ve Mezopotamya cıvalarındaki ülkeler ve eyaletlerden bahsederken birçok kere Sophene adını kullanmaktadır.

Tarihçi Prof. Bu aşiret halen mevcuttur. Ünlü Suriyeli Arap tarihçi, Yakut İbn El Hamavi Şat sözcüğünün İrani dillerde 'Şar', 'Şahr', 'Şehr' gibi versiyonları da vardır. Şah sıfatı dahi bu Şat kelimesinden türetilmiştir. Kentin Murat Nehri kıyısında olması bu ismin verilmesine sebep olmuş olabilir. Palu merkez bucağa bağlı Xaraba Köyü'nün Şupani krallığının tarihi başkenti olduğunu aynı yerdeki Şemşat Kalesinin varlığından biliyoruz.

Bu şehrin Elazığ Harput şehrine yakın olduğu anlaşılmaktadır XI. Hititlerle aynı yolu, aynı kaderi, aynı dili ve aynı coğrafyayı paylaşmaları aynılıklarını göstermektedir. Avesta Kürtçesinin de daha çok Zazaca Kürtçesiyle benzerlik gösterdiği yine araştırmacılar tarafından ileri sürülmektedir.

Zazaların sadece fonetik özellikleriyle değil, diğer tüm kültür öğeleriyle Ari bir özellik taşıdığı genel kabul görmektedir. Bundan da anlaşılıyor ki, Zazalar bir Ari boyudur, yani Kürtlerle aynı soydan gelmektedirler. Bu sebeple yukarıda adı geçen tarihçiler Zazaları Kürt olarak ifade etmişlerdir.

Ancak TC, sonrasında Zazaları Kürtlerden ayırmak amacıyla böl yönet politikası uygulamış ve Zazaların Kürtlerle bir ilgisi olmadığı tezini ortaya atmıştır. Resmi tarihin çürük tezlerle yok etmeye çalıştığı Kürt hafızası ve moral değerleri aydınlanan gerçek Kürt tarihiyle birlikte aslına dönmeye başlamıştır.

Betmoney Kazancıma El Koyar Mı, Zazaların betmoney Kazancıma El Koyar Mı Kürt sayması ya da saymaması değil Farklılıklara karşı gösterdiğimiz tepkidir!

devam edecek Kaynak: Fikret Yaşar -E. XEMGİN - Kürdistan Tarihi -Dr. Asad Khailany's - Researches based on thousands of historical resources. What the ancients referried to Kurds as:. Addeddate Identifier KrtTarihi Scanner Internet Archive HTML5 Uploader 1. plus-circle Add Review. Reviewer: tillaala - favorite - January 30, Subject: ekrad veya Gur-T İster dağlı Türk soyu ister Türklüğün güçlü kollarından gur soylu olsun Türklük çatısı çok geniş bir simge ad olup doğal olarak Gür-t sözcüğünü benimseyen Fars dilli dağlıları da kapsar.

Med Denilen Devlet 1. Mada tamamen Türk soylu bir devlet ve 2. Mada Pers Dilliğin oluştuğu ve hakimiyeti ele geçirdikleri devlettir. Kürt Atası olması doğaldır çünkü Türk boylarının kurduğu bir devlet yapısı olarak Kürt boyunu da içine alır. Ayrıca Türkçe diili GUTileri de Kürtlerin soy babası saymaları doğrudur çünkü Kürt soyu bir Türk boyudur. Türk adı Göktürk ve ondan 2. Bundan Önce Kuman, Subar, daha önce Lulubi Aratta ve sonrasında Saka ve Hun gibi büyük devlet yapılarını yöneten boylar Türkçe konuşanların genel adı olmuştur.

Gür-t boyu Türktür ve Dillerini farsi sahada doğrudur 2. Mada devletindeki Farsileşme döneminde terk etmişlerdir. Gor-ani Gurlar Farsça demektir. gelaniler Alanlardan kalma Cilan-Yılan boyudur, Farsileşmişlerdir. Gur-t Gurlar yani parçalayıcılar demektir. Kurt hayvanına kendi adlarını veren Türk soyu bir kolunu gur-lar yani gurt olarak belirlemiştir. T eki eski U-Gurcada lar - ler anlamı veren çoğul eklerdir.

Buna göre Beş-u-Gur-t yani Başgırlar; On-u-gur-t yani Hungarlar; Uti-u-gur-t yani Gutilerin devamı ugurlar ve Ottuzu-gur-t yani bulgarlar ve Bol-u-gur-t da bulgarlar olarak hepsi Türkçe dilli Türk boylarıdır. Bundan yıl ile yıl arasında yaşıyor olsaydık bu boylar HUNlar olarak anılırdı. Ayrıca yazınızda belirtilen birinci adı zazayla hiçbir ilgisi olmadığı gibi Komag-gen-a adlı devletin boyu Türk dilli Kuman boylarından KUMUGlardır ki KOMAGEN KOMUG-KUMUG gen'i yani yurdu anlamındadır aynı Azer-bi-GAN sözcük bileşiminde olduğu gibi.

maddede yazdığınız konuya ilişkin okuduğum hiçbir kaynakta görmediğim bir adlandırma ve yapay bir kürt soyu oluşturma girişimi gibi gözüküyor. Ayrıca unutmayın ki Hakkari de Kumanlar ve Subarlara ait Taş baba ve Taş analar ile Göbekli tepede Bu direkler Turuk Devletinden kalma bir adlandırma veya Turukları gök ve yir tanrıya bağlayan bir adlandırma olabilir.

Bu konuya da ayrıca bakmak gerekir. Bu bakımdan Bu sahte tarih oluşturma emperyalistlere betper Bahis İşlemleri etmekten ileriye gitmez. Kürtler üzerinde yürütülmüş siyaset hatalarının düzeltilmesi sorunlu ve yapay tarih oluşturma çalışmalarıya imkansızlaşacak düşmanlıkların sürmesine yol açar.

Betmoney Kazancıma El Koyar Mı izin vermemek gerek. Saygılar sunarım. yours sincerely. Reviewer: rasitbulbul - - January 24, Subject: Düzmece Tarih Avrupali profesörün anlattigi dogru ve halen devam ediyor. Türk olmayi sindiremeyen bölücüler. Türkiyem hakkinda bahsederken kin kusan yazda senin gibi bir insandan cikmakta.

Tarih boyu ne devlete ne de bir edebiyata sahipsiniz. Aslinda Türk soyundansiniz ama kabul etmiyorsunuz dahasi avrupali aga babalariniz sizin beyninizi bu düzmecelerle yikamis. Kimi kandirabilirsiniz bu düzmece tarihle acaba? Reviewer: Batı Kürdistan Halk Devrimi - favorite favorite favorite favorite favorite - July 17, Subject: Hasankeyf' Hasankeyf'teki kazı çalışmasında arkeologlar kazı yaparken bir öğrenci kafilesi yanlarına yaklaşır. Kazılar hakkında bilgi veren profesör, yüzlerce medeniyete beşiklik etmiş olan Hasankeyf'in tarihini anlatırken, çalışanlar bir kadına ait kemik bulgularına ulaşır ve profesörün sözünü kesip incelemesini isterler.

Profesör, kadının kemiğini incelerken, dil bilimci başka bir profesör; tarihte kadını ve kadına olan insan dışı muameleleri anlatır. Konu kadına özgürlüğün başlangıç noktasına gelince profesör, Avrupa'daki medeniyetlerden örnek vere vere Orta Doğu'daki halkları yerin dibine batırır; kadının diri diri gömülmesinden başlar günümüzdeki töre cinayetlerine kadar gelir.

Oradaki çalışanlar, öğrenciler ve o öğrencileri oraya götüren öğretmenler Avrupa'dan gelen profesörü hayranlıkla dinlerken bir öğrenci söz alır. Sizin daha 20 yıl önce kadına verdiğiniz değeri ve kullandığınız terimleri atalarımız yüzyıllar önce kullanmıştır. Başta profesör ve oradaki herkes şaşırır. Biz kız kardeşlerimize "güzelim" diye hitap ederiz.

Eşlerimize hayatım diye sesleniriz. Anlamı ise kendinden veren, kendinden olan demektir. Başka toplumlarda Allah genelde erkek olarak düşünülmüştür.

betmoney Kazancıma El Koyar Mı

Hangi tarihte kendi eşinize "hayatım ve eşim" hitaplarını kullanmaya başladınız? Hangi dilde ve kimler kız kardeşlerine "güzelim" diye hitap etmiştir? Hangi dilde Tanrı kelime olarak bu kadar net ifade edilmiştir? Profesör bu açıklamalardan sonra öğrenciye hafif bir tebessüm ederek; "Kürt Dilinin ve Kültürünün bu kadar felsefik bir içeriğe sahip olduğunu, aynı zamanda sosyolojik olaylara bu kadar önemle yaklaştığını ilk defa burada gördüm" der NOT: Dünya üzerinde hemen hemen her halk kendi eşine "kadın veya bayan, bazıları ise karı, avrat" diye hitap etmiştir.

Yüzyılın sonlarına doğru daha yeni yeni kadınlara eşim, hayatım vb diye hitap edilmeye başlanmıştır. Bu yüzden resmi görüşten beslenen bazı kişilerin yorumlamaya çalıştığım Kürt gerçeğini hazmetmekte zorlandıklarını görmekteyim.

Darvinci bir anlayışla Bozkurttan türediklerini kabul eden bir kesimin Mezopotamya mirasına sahip çıkmaları anlaşılmaktadır! Esas mesele, geçmişiyle barışık olmayanların tarihsel gerçekleri kendilerine göre yorumlayıp insanlık ailesi içinde itibar sağlama çabasıdır!

Hurrilerle ilgili yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen eserlerin M. Hurri devletinin ilk defa hangi tarihte ve kimin tarafından kurulduğu bilinmemekle beraber, tarih sahnesinden çekilmelerinin sebebi Urartu ve Asur saldırılarıdır.

Malatya merkezli yaşadıkları tespit edilen Hurrilerin M. Mitani ya da Hurriler hakkındaki yazılı belgelerin bir kısmı komşu ülkelerin kazı kaynaklarında bulunmuştur.

Bu kazılar sonucu Hint-Avrupa özellik taşıyan Mitani-Hurri Krallığının yazışma dilinin Aryan diliyle benzer nitelikler gösterdiği tespit edilmiş ve bu dilin M. Hurri halkının dili komşu devletlerin resmi belgelerinde görülünce, bu dilin önemi kavranarak üzerinde duruldu. Yazılı anlaşma metinleri tercüme edilip bu dilin betmoney Kazancıma El Koyar Mı haznesi ve cümle kuruluşları incelendi.

Bu belgeler incelendiğinde Hititlerin de Hint-Avrupa ailesine mensup oldukları İzleme meritslot Yayın. Bu iki komşu devlet sosyal benzerlikler taşımalarına rağmen zaman zaman egemenlik savaşlarına da girişmişlerdir.

Hurri-Mitani krallığı şehir devletlerinde oluştuğu için, yönetim yerelden merkeze doğru biçimleniyordu. Önceleri yerleşim merkezleri şehrin ileri geleni tarafından yönetildi. Sonraları şehir ve aşiret devletleri kurularak bunların reisleri veya kralları tarafından Sitesi shotbet Kuralları Bahis başlandı.

Bu küçük aşiret devletleri birleşerek güçlü bir konfederasyon oluşturdular. Bu konfederasyon Mitani-Hurri devletinin kurulmasına temel oluşturmuştu.

Milidia M. yy da defalarca Urartuların saldırısına maruz kalır. Kömürhan yakınlarındaki Habibuşağı köyünün yolu üzerindeki bir kaya yazıtında Urartu kralı 2.

Urartu devleti de Asurlular tarafından yıkılınca Asur Kralı 2. Ancak M. Muşki Krallığı da yine bu bölgedeki önemli Hurri şehir —aşiret devletlerinden biriydi. Muş şehrinin ismi bu Hurri kabilesinden kalmadır. Kürtlerin ataları her bozgun sonrası Zagroslara sığınmış ve güçlenerek tekrar düzlüklere hükmetmişler. Bugün Zagroslar dört parçada zulme uğrayan çocuklarına bağrını açmış umutla Kawaları beklemektedir. Her newrozda doğum sancıları çeken bu dağlar, güneşe hasret Mezopotamya düzlüklerini bir gün aydınlatmayı beklemektedir.

Bugün itibariyle dünden bugüne Kürtler, tarihteki rolleri ve kurdukları devletleri konu edinip, elimdeki eserlerden faydalanarak siz değerli okuyuculara —özet- bir kültür hizmeti sunmak istiyorum. Aynı zamanda sizlerden gelecek yorumlar ve önerilerle konu doğrulusunda bilinmeyenler buraya taşınırsa eğer, eksiklerimizi tamamlama fırsatını da yakalamış oluruz. Marko Polo da aynı kanıdaydı. yüzyılın sonlarına doğru Kürdistan ve Kürtler konusunda araştırmalar başlayınca Kürt tarihi, Lehçeleri ve sosyolojik yapısı ile ilgili ilk somut bilgiler Ön Asya uygarlıklarına ait eserlerin keşfi ile bilim dünyasında sarsıntı yarattı.

Kürt sorunuyla ilgili uzmanların eskimiş uydurma görüşlerinin düzeltilmesine çalışıldı. Bu çalışmalar sonucunda Kürtlerin Farslarla akraba ve İrani bir karakter taşıdıkları kabul gördü. Milliyet Gazetesi Rus dilbilimcilerin ortaya attığı başka bir gerçek de Türklerin konuştuğu Ural-Altay dil grubuna mensup kavimlerin avcılık ve talancılıkla geçinen topluluklar oldukları ve uygarlık alanına en geç girdikleridir.

Aryanlar istila ettikleri topraklara uygarlık ve sanatlarını da taşıyarak yerli halka sanatı öğretmiştir, ancak Aryan toprakları istila edildiği zaman istilacıların taş taş üstünde bırakmadığı bilinmektedir. Genel kanı, Aryanlar olmasaydı Mezopotamya sanatı, Anadolu uygarlığı, hatta Yunan ve Avrupa uygarlığı olmayacaktı.

Çünkü din adına yola çıkıp katliamlar yapan pek çok dindar komutan biliriz. Örneğin: Yavuz Sultan Selim. Bunun üstüne düşünen Yavuz, hem hükümdar hem de ruhani bir lider olmanın tek yolunun İslam halifelik kurumunu ele geçirmek olduğunu anlar ve Memluklar üstüne yürüyerek kılıç zoruyla halifelik gücünü eline geçirir.

Yavuzla ittifak kuran Kürtler her ne kadar özerk yaşamış olsalar da sonrasındaki gelişmeler din adına kullanıldıklarını göstermektedir. Kadim zamanda sanat ve uygarlıklarıyla öncülük yapan bu Kürtler ne yazık ki dindaşlarının zulmü sonucu bugün var-yok olma mücadelesi içinde özgün değerlerine sahip çıkmaya çalışmaktadırlar. Sanatın ortaya çıkış sebebi insanın doğayla olan etkileşimi ve çıkarımıdır. Aryandaki sanat da, toprak ve diğer canlılardan faydalanma yolunda insan yaşamında rol alan yeni aktörlere duyulan saygı ve yüceltme algısını ifade etmektedir.

Öte yandan sanat ve uygarlık yaratma gücü olmayan istilacı kavimler, Aryan sanatının ve uygarlığın kendileri tarafından yaratıldığını iddia ederek ve kendilerine çıkardıkları övünç payı ile sanatın ve uygarlığın esas sahiplerini inkâr etmektedirler. Bu da istilacıların yaratma gücünden yoksun olmalarını göstermektedir.

Kolay elde edilene saygı duyulmayacağına göre, onu yüceltme ve saygı da söz konusu olmayacaktır. Bu durumda onu sembolize edecek yaratım duygusu, yani sanat da gelişmez. Bu yüzden talancı kavimler sanat konusunda geri kalmışlardır. Varsa övündükleri sanat veya tarih, o da başka kavimlerden çalınmıştır! Bu iddiasında söz konusu kavimlerin yuvarlak kafa yapısına sahip olduklarını, ayrıca M.

Osmanlı dilinin Kürtçe, Farsça ve Arapçadan etkilendiğini unutan prof, Kürde ait olanı talan ederek tarih yazmaktadır. Talimatlar doğrultusunda yazılan bir tarih ancak böyle olur! Ahamenit Pers krallarının bıraktığı eserlerden de bu gerçek kendini göstermektedir. Daryos Darius Bistun kabartmalarında Mistbet Deneyim Bağlılık Aricesini Ari dilini kullanmıştır.

Oğlu Xerxes de Wan şehrinde diktirdiği stelde ELAM dilini kullanmıştır. İstila ve işgaller döneminde sanatlarındaki gelişmeyi kilim, halı vb gibi el sanatlarına yansıtırlar. Ortak sanat konuları içerisinde aslan, geyik, kartal, boğa, güneş, hayat ağacı, yılan şahmaransirmuğ vb gibi figürler çokça işlenmiş ve günümüze el sanatları ile taşınmıştır. Diğer taraftan Aryan sanatının en belirleyici öğesini saraylar oluşturmuştur. Bir taraça üzerinde tek katlı olarak yapılan saraylara bir merdivenle çıkılır.

Çok sütunlu sarayın tavanı kanatlı boğa, aslan, kartal, geyik, ejder ve karışık yaratık gibi iktidar gücünü gösteren sütun başlıkları oluşturur. Çok sütunlu bir galeride kademeli bir kayda üzerine betmoney Kazancıma El Koyar Mı betoxbet Giriş Üzerinden Nasıl şeklindeki mezarın üstünü beşik biçimindeki kapak örtmektedir.

Avlu kısmının çatısı sütunlar üzerine oturtulmuştur. Kayalara oyularak yapılan mezarlar mekândaki şartlara göre aynı stili yansıtmaktadır. Arya sanatının bu özellikleri ve mimari şekilleri Yunanlılar ve sonra da Romalılarca benimsenmiştir.

Ancak, savaş ve işgaller sonrası tahrip ve yağma edilen bu sanat öğelerinin çok az bir kısmı günümüze kadar gelebilmiştir. Günümüzde görülen uygarlık öğelerinin hangisine bakarsak bakalım, hemen hepsinin bir öncekinin uzantısı olduğunu görürüz. Temeline indiğinizde Mezopotamya etkisini fark edersiniz. Devamı var. İhaleci ve cemaatler tarafından uyuşturulan Kürtler karın doyurmak üstüne kurdukları yaşamlarında Kurdi sorumluluklarını unuttukları için, çıkarcı devşirme egolarıyla hareket etmektedirler.

Bu yüzdendir TC sürecinde esarete yazılmış kaderimiz ve ölümlere koşulmuşuz her milbet Rulet Heyecanı başı ve yol ayırımında. Kendi yurdunda başkalarına uşaklık yaparak karın doyuranlar, ne tanrı katında ne de insanlık katında makbul değildirler. MEDLER 1. Bu bölümde de gelişme ve yıkılışlarını özet halinde sunmaya çalışacağım.

Med İmparatorluğunun betonevip Giriş Adresi Neden Değişti önemli krallarından Qeyser veya Kiya-ser zamanın barbar kavmi Asurları tarih sahnesine gömdükten sonra imparatorluğun sınırlarını genişleterek imara çalışır. Qiya-ser batı ve kuzey sınırlarının güvenliği için bu krallığı da sınırlarına katarak bölgenin yerlileri olan Horri ve Xaldi halkını Rulet Kazandıran Taktikler boyunduruğundan kurtararak tüm bölgeyi egemenliğine alır.

Med devletini İmparatorluk haline getiren büyük kral Anadolu seferinden sonra ölünce yerine oğlu Astyages geçer. Gördüğü bir rüyanın kötüye yorumlanması üzerine kâhinlere ve tanrılara kızarak kızını bir Parsla Fars evlendirir.

Rüyasında kızının cinsel organından bir ağacın çıktığını ve bu ağacın tüm imparatorluğu kapladığını görür. Bunu yorumlayan kahinler; kızının evleneceği kişi tarafından imparatorluğun ele geçirileceğini ve saltanatının yıkılacağını söylerler. Damadını Anzan prensliğine atayan kral kehanetin gerçekleşmeyeceği umuduyla yaşar. Oysa kaderi tanrı tarafından belirlenen kral için kader ağlarını örmüştü. Bu evlilikten kendisini tahttan indirip Med imparatorluğunu yıkacak olan torunu Koros Kyros dünyaya gelir.

Koros, bir Med prensesinin oğlu olmaktan dolayı kendini tüm Parsların lideri olarak tanıtıyordu. Bu sırada Med ordusunda önemli görevler üstlenerek bazı zaferlere adını yazdırır. Ordudaki gücü eline geçirdikten sonra da Pasargat kentini ele geçirerek bağımsızlığını ilan eder. Koros bu daveti ret eder. Bunun üstüne dedesi Med ordusunu Korosun üstüne gönderir. Ordu komutanı emrindeki ordu ile Korosun tarafına geçince dede kral kalan orduyla torununun üstüne yürür.

Med ordusunda ihtilal çıktı. Koros dedesini teslim aldıktan sonra tüm Medyaya hakim olur ve Betmoney Kazancıma El Koyar Mı imparatorluğunu Pers imparatorluğuna dönüştürür. Astyages kahinlere ve tanrılara kızmış ve kızını bir çingeneye vererek kehaneti önlemeye çalışmıştı, ancak, bu tercihiyle dilenci göçebe bir topluma güç ve destek vererek imparatorluğun yıkılmasına sebep olur.

Kehanet gerçekleşmişti. Ayrıca, Aryan olan toprakların adını da İran olarak değiştirdiler. Yine batılı tarihçilerin belirttiğine pokerklas Güncellemesi bugünkü İranlılar, Medlerin üvey çocuklarıdır. Kullandıkları her şey efendileri olan Medlere aittir. Bir rüyadan yola çıkan imparator, bir halkın tüm geleceğini Parslara kaptırarak Aryan yurdunun göçebe talancı toplumlara yurt olmasına sebep olmuştur.

binlerce dil içerisinde ilk 30 dilin ardından betmoney Kazancıma El Koyar Mı sırada Kürtçeye de yer verdi. Derginin sıralamasına göre İrani diller içerisinde en etkili dil olarak bilinen Farsça, bu sıralamada Kürtçenin gerisinde kalmıştır!!! Kürtçe yasak olmasaydı da devlet dili olsaydı eğer, şimdi dünyanın ilk on dili arasında yer alırdı. html Med kültüründen sadece Farslar değil, daha sonra Aryan topraklarına yağmaya gelen ve yerleşen Türkmen boyları da faydalandılar. Selçuklu ve Osmanlılar da Farsça dedikleri ama aslında Kürtçe olan dil ve kültür öğelerini kullanmışlardır.

Ancak Kürt ve Kürdistan inkar edildiği için bu gerçek kabul edilmemektedir. Oysa Farsça ile Kürtçe arasında belirgin değişiklikler var. Örneğin Kürtçede olan eril dişil ifadesi Farsçada yoktur. Kürtlerin tüm değerleri yağmalandığı halde bu zengin Arya uygarlığı hala ayakta ve yeniden doğuşa hazırlanmaktadır.

Dolayısıyla, tarihin arka planından günümüzdeki Kürt sorununa bakılırsa eğer, bu sorunun bir demokrasi sorunu değil, işgale uğramış bir toprak sorunu olduğu görülecektir. Bu sınır, Medlerin yıl önceki batı sınırıydı. Devam edecek Fikret Yaşar Kaynak: -Arya Uyg. Xemgin - www. org dergisi Kürt Tarihi 10 Resmi tarih egemenin yazdığı ve bilinmesini istediği tarihtir.

İşgalciler, talan ettikleri topraklarda kalıcı olabilmek için toplum hafızasını değiştirmek ister. TC doksan yıldır Anadolu coğrafyasında bu taktiği uygulayarak, tüm Anadolu medeniyetlerinin Tük olduğunu empoze etmeye çalışmıştır. Çevremiz atalarımıza ait tarihi eserlerle kaynıyorken kendimizi yabancı hissediyorduk. Im Interview erklärt der Wallstreet-Augur und ausgewiesene Kenner der Finanzgeschichte, was ein dauerhaft erhöhtes Zinsniveau für Investments bedeuten könnte, welche Risiken damit verbunden sind und wo sich für langfristig orientierte Anlegerinnen und Anleger aber auch attraktive Möglichkeiten für Engagements ergeben.

Was beobachten Sie derzeit im Zusammenhang mit dem massiven Zinsschub, den die Finanzmärkte gegenwärtig erleben? Derzeit gibt es tatsächlich einiges zu beobachten. Dazu gehört vor allem die enorme Geschwindigkeit, mit der die Zinsen von praktisch null auf ein annähernd normales Niveau gestiegen sind. Eine solche rasante Bewegung haben wir selten zuvor gesehen, wenn überhaupt. Wir haben es hier mit einem äusserst rapiden und deshalb vermutlich disruptiven Anstieg zu tun.

Wie lassen sich di ese Verwerfungen am Bondmarkt aus historischer Perspektive einordnen? Es ist möglich, dass wir uns am Beginn eines neuen Bond-Bärenmarktes befinden. Anleihen sind in der Welt der Finanzanlagen insofern ungewöhnlich, als sich ihre Kurse in Intervallen einer ganzen Generation bewegen.

Wie verhielt es sich mit solchen Zyklen denn in der Vergangenheit? In den USA sanken die Renditen etwa ab dem Ende des Bürgerkriegs 35 Jahre lang bis zum Ende des Danach stiegen sie während 20 Jahren graduell, worauf sie von etwa bis erneut fielen. In Europa und Japan fielen die Renditen am kurzen Ende sogar weit in den negativen Bereich, sodass Anleihen im Wert von insgesamt 16 Bio.

Was lässt sich daraus für die heutige Entwicklung ableiten? In den letzten Jahren gab es eine Reihe von Bullen- und Bärenmärkten, die jeweils mindestens 20 Jahre dauerten.

Möglicherweise haben die Zinsen nun eine längere Reise nach oben angetreten — und wenn das der Fall ist, lautet die Devise nicht «höher für länger», sondern «höher für viel, viel, viel länger». Der Versuch, historische Muster an den Märkten zu erkennen, garantiert aber natürlich nicht, dass man daraus die Zukunft ableiten kann. Immerhin kennt man jedoch den Kontext, um diesen äusserst heftigen und drastischen Schub bei den Zinsen einzuordnen.

Weshalb glauben Sie, dass ein neuer Zyklus im Anleihenmarkt begonnen https://mmixmasters.org/4-casino/vippark-sistem-hesaplayc-68.php könnte?

Dazu eine Anekdote: sah sich Präsident Reagan mit einer Streikandrohung der nationalen Gewerkschaft der Fluglotsen konfrontiert. Er warnte die Fluglotsen deshalb, nicht zu streiken, mit der Begründung, es sei illegal und würde der Öffentlichkeit schaden. Die Fluglotsen streikten trotzdem, woraufhin Reagan sie alle entliess und ihre Stellen neu besetzte. Das war ungefähr zur selben Zeit, als die Zinsen den Zenit erreichten; eine Art Zeichen der Zeit.

Damals wusste man zwar noch nicht, dass diese Episode das Ende der jährigen Baisse am Bondmarkt einläuten würde. Sie hatte aber symbolische Signalwirkung: Reagan brach diese wichtige Gewerkschaft — ein Zeichen, dass sich etwas grundlegend veränderte, wie der Einbruch der Rohstoffpreise im Jahr zuvor.

Und was hat das mit der gegenwärtigen Situation zu tun? Ein anderer US-Präsident, Joe Biden, ist kürzlich nach Detroit gegangen, wo er sich aus Solidarität am Streik der Gewerkschaft der amerikanischen Autoarbeiter beteiligt und sie mit Durchhalteparolen angespornt hat.

Für mich ist das ein weiteres Zeichen der Zeit, auch eine Art von Omen. Es könnte demnach tatsächlich sein, dass wir es fortan viel, viel länger mit betmoney Kazancıma El Koyar Mı, viel höheren Zinsen zu tun haben werden.

Und es besteht eine reelle Möglichkeit, dass wir uns nicht bloss in einem Inflationszyklus befinden, sondern in einer ganzen Ära der Inflation. Ist demnach mit weiteren Erschütterungen am Bondmarkt zu rechnen? Wir haben eben darüber gesprochen, wie aussergewöhnlich rasant dieser hypothetische Bärenmarkt für Anleihen gestartet ist. Es muss also überhaupt nicht so sein, dass sich das derzeitige Tempo fortsetzt.

De facto kann diese Kadenz gar nicht weitergehen, denn sonst hätten wir bald dreistellige Renditen. Wie die Erfahrung zeigt, kann das Tempo einer Bond-Baisse sehr gemächlich und schon fast langweilig sein. Für manche ist das gut, für andere weniger, auf jeden Fall aber ist es wesentlich anders als das, was wir in den letzten vier Jahrzehnten erlebt haben. Was sind die Konsequenzen dieser Veränderung für Investments?

betmoney Kazancıma El Koyar Mı

Im Verlauf von mehr als einer Karriere in der Investmentbranche hat sich die Welt daran gewöhnt, dass sich die Zinsen im Prinzip nur in eine Richtung bewegen: nach unten.

Natürlich mangelte es auf diesem Weg nicht an Volatilität. Kontinuierlich sinkende Zinsen waren aber die Norm in der beruflichen Laufbahn der meisten heute lebenden Menschen. Folglich ist die Erwartung tief in unserer kollektiven Psyche verankert, dass die Zinsen nur eines tun, nämlich sinken. Auch wenn sie jetzt plötzlich deutlich steigen, erstaunt es deshalb nicht, dass viele Investoren nicht wahrhaben wollen, dass sich etwas grundlegend verändert hat.

Betcovip Adresi ist eine ausgesprochen ungewöhnliche Erfahrung, an die sich nur wenige von uns aus einer lange zurückliegenden Zeit erinnern können.

Wie also wird sich das Umfeld für Investitionen dadurch verändern? Während des grossen, langen Bullenmarktes für Anleihen, der begann, konnte man mit grosser Zuverlässigkeit davon ausgehen, dass sich Anleihen und Aktien entgegengesetzt zueinander bewegen: Wenn die Aktienkurse stiegen, sanken die Preise von Anleihen, und vice versa.

Infolgedessen boten Anleihen für lange Zeit einen guten Lisanslama lordcasino gegen die Risiken von Investments in Aktien.

Diese Absicherung war besonders attraktiv, als Anleihen zusätzlich eine anständige Rendite abwarfen. Für das Gros der letzten vierzig Jahre haben Anleihen damit nicht nur für eine gute Balance im Portfolio gesorgt, sondern auch ein ansehnliches Mass an Rendite geliefert.

Und heute? Anleihen boten vielleicht noch ein gewisses Sicherheitspolster bei Turbulenzen an den Aktienmärkten. Für viele Jahre verdiente man damit aber keinen nennenswerten Zinsertrag mehr. Nun besteht das Risiko, dass die Kurse von Anleihen und Aktien gleichzeitig fallen, wie das während der letzten Bond-Baisse von Ende der Sechziger- bis in die frühen Achtzigerjahre oft der Fall war. Das sind nicht gerade erbauliche Perspektiven.

Nicht unbedingt. ya kalkışanların vücut verdikleri günahların yükünün bid'atı icat edenlerin boynuna bineceğini tartışamazsı­ nız. Çünkü Kur'an, ilimsizlik y ü z ü n d e n insanların sapmasına sebep olanların, saptırdıkları insanların gü­ nahlarına ortak olacaklarını çok açık bir biçimde bil­ dirmiştir: "Onlar, k ı y a m e t günü, kendi günahla­ rını tamamen yüklendikten başka, ilimsizlik yüzünden saptırdıkları kişilerin günahlarının bir kısmını da yükleneceklerdir.

Bakın, ne kötü şey yükleniyorlar. M u h a m m e d eş-Şâtıbî, bid'atlar konusunun temel eserlerinden biri sayılan el-Ftısam'ında bid'atı, En'am ayette tanı­ tılan Allah'a iftira çerçevesi içine sokmuş, hatta daha da ileri giderek En'am ayetle irtibatlandırıp bir tür şirk gibi algılamıştır. Ş â t ı b î ' y e göre bid'atın esası En­ 'amve Zümer Suresi 3. ayette kristalleşmekte­ dir. Yani Şâtıbî'ye göre, bid'at, bir şirk kurumudur ve esası da Allah'a iftira e d e r e k dine haram- helal, iyi-kötü eklemektir.

Bu ilave kabuller onları uyduranlar tarafından süslenip püslenmekte ve t a k l i t b e d a v a c ı l ı ğ ı n d a rahat arayanlar tarafından benim­ senip hayata geçirilmektedir, bk. Şâtıbî işin burasında şunu da belirtiyor: B i d ' a t ç ı - lık, lanetlenmeyi gerektiren istisnaî c ü r ü m l e r ­ den biridir, bk.

ayetlerde anılan zümrenin yaptıklarıyla irti- batlandırarak bid'atın bir tür şirk olduğunu ima etmek­ tedir, bk. Bu yaklaşım, bid'atçılara hak ettiklerinden fazla yüklenmek değil midir?

Şâtıbî buna olumsuz cevap ve­ riyor. Şâtıbî burada din konusunun en müthiş tespitlerinden birini yapıyor. Diyor ki: " M a ' s ı y e t yani günah ma'- sıyet o l a r a k k a l d ı k ç a A l l a h ' a iftira d e ğ i l d i r ; ama ma'sıyet teşrî dinde kural koyma aracı yapılırsa Allah'a iftira olur. Böyle olunca da elbette ki şirk olur. Şâtıbî'nin bu ölümsüz sözleri bizi bir noktanın daha altını çizmeye götürmektedir: Dini, Allah ile aldata­ rak halkı sömürme aracı yapanlar ma'sıyet günah ehlini dinsizlikle s u ç l a r l a r k e n A l l a h ' a iftira d e m e k olan bid'at üretimini dine hizmet gibi g ö s t e r e r e k insanlık d ü n y a s ı n ı n en yıkıcı zulmünü sergilemektedirler.

Şâtıbî'ye göre b i d ' a t ı n k ö k s a l a r a k dirileş­ mesini kolaylaştıran illetlerden biri de taklit­ çiliktir. Şâtıbî bu tespitinde Hz. Ali'den esinlenmiş görü­ nüyor. Ali, bid'atçılıkla taklitçilik arasında k o p ­ maz bir ilişki olduğuna yüzyıllar önce dikkat çekmiştir.

Diyor ki: "Ey insanlar! Fitnenin doğuşu, izlenen boş ve iğreti arzularla icat edilen hükümler yü­ zündendir. Bu hükümlerde Allah'ın kitabına aykırılık vardır; b u n l a r d a kişiler kişileri tak­ lit eder. düğü için, icat edene önceleri toplumda itibar sağlar ama işin sonu rezillikle noktalanır. B u son aşamada bid'atçılar sıkışır ve takıyye i k i y ü z l ü ­ l ü k yoluna giderler. Y a n i bid'atçılar aynı zaman­ da en y a m a n takıyyecilerdir. İslam din bilimleriyle uğraşanların, özellikle fakıh ve muhaddislerin hemen hepsi bid'at konusuyla da ilgi­ lenmişlerdir.

Kimisi bağımsız eser yazarak, kimisi ese­ rinde bir bölüm ayırarak, kimisi de konuya birkaç cüm­ leyle değinerek. Bid'at konusuna eğilenlerin hemen tamamı kendi anlayışlarına göre bir bid'at tanımı vermiş, sonra da o tanıma uygun bid'at sınıflamaları yapmıştır. Ama he­ men hepsinin ortak kabulü, bid'atin "sonradan ihdas ve icat edilen şey" betmoney Kazancıma El Koyar Mı merkezindedir.

Biz burada üç tanıma yer verecek, bu tanımların sonuncusunu eleş­ tireceğiz. Aynı yazarın benzer bir En Az Limiti turkbet Yatırım için bk. Bid'atın Allah ve Betmoney Kazancıma El Koyar Mı olmayan şeyin ortaya çı­ karılması olduğunu kabulde hiçbir zorluk çekmeyiz. A m a sahabîlerin sözlerinde olmayan şeyin bid'at kabul edilmesini olumlu bulmuyoruz.

Yani, dinin Allah ve Peygamber'e ilaveten üçüncü bir dokunulmazı daha mı vardır? Sahabî, beşer değil midir?

Beşerse, beşerin tespit­ leriyle Allah'ın tespitleri aynı değer ve bağlayıcılıkta nasıl tutuluyor? Şunu açıkça söylemek zorundayız ki bu anlayış, bid'- atları eleştireyim derken, tevhidi şirke bulaştıran bir an­ layıştır.

Çünkü ulûhiyetin şanından olan bazı vasıfları insana vermektedir. O halde her " y e n i " ve her " s o n r a d a n ortaya çı­ kan şey" bid'at değildir.

Din k o y u c u n u n akla, bilime, örfe Şâtıbî örneklendiriyor: " D i n m e s e ­ lelerinde oluşturulan tarza ve tavra da bid'at d e n m e z. Y e n i sanayi kolları, yeni yerleşim bi­ rimleri oluşturmak gibi Bunların ikincisindeki değişmelerin hiçbirisi bid'at olarak tanıtılamaz. Çünkü örf değişkendir ve örf din de­ ğildir. Bâkırî, O halde, "icma' söz birliğimüf- tabih kavil fetvada esas alman sözc u m h u r ç o ­ ğ u n l u k görüşü" vs.

adlarıyla değişmez ve dokunulmaz ilan edilen şeylere ters görüş ileri sürenlerin bu yaptık­ ları bid'atçılık değildir. Çünkü dokunulmaz ilan edilen bu görüşlerin hiçbiri Allah'ın gönderdiği değildir, hepsi beşerin yorumu ve içtihadıdır. Beşerî olanda yenileşme, bid'at olamaz.

Aksi düşünülürse insanlık ilkel kabile standartlarının üstüne çıkamaz. Esasında, "icma', fetvaya esas olan söz Yani beşerî âdet ve yo­ rumu dinleştirmişlerdir. Bunlara uymayan betmoney Kazancıma El Koyar Mı şeyler söylemek nasıl olur da bid'at sayılır? Bid'at sadece nesneler veya ibadetler icat etmekle ol­ maz. Örneğin, Bâkırî, tebliğde veya ibadet ha­ yatında i k r a h a zorlama, baskı ve manipülasyona gi­ dilmesini bid'at olarak kaydetmiştir. Bâkırî, Demek olur ki, bir şey din içinde ise onun uygulama şeklinin de din içinde belirlenen tarz olması gerekir.

Aksi halde bid'at ortaya çıkar. Bu, özellikle ibadet ala­ nında işleyen bir kuraldır. Bid'atlarla mücadelenin âdeta sembol ismi olan Ebu Şâme ölm. Allah'a itaatten söz etmek için vakit, şartlar ve tertibin de din tarafından b e l i r l e n m i ş betmoney Kazancıma El Koyar Mı l m a s ı betmoney Kazancıma El Koyar Mı.

Şâtıbî, az önce sözünü ettiğimiz titizliğin hangi gerekçe­ lere dayandığını gösterirken şu yolda konuşuyor: B i r şey, esası b a k ı m ı n d a n dinsel o l m a k l a b i r l i k t e uygulaması yeni bir kural yaratıyorsa onun terki din olur. Https://mmixmasters.org/3-slot-machine/vidobet-lk-para-yatrma-bonusu-15.php halde, âdetin âdet olarak kalması halinde, ekle­ nen ve değiştirilen ne olursa olsun, bid'attan söz edeme­ yiz.

Din olarak gönderilende bulunmayan şey olan bid'at, iki şekilde ortaya çıkar: 1- Dinde eksiltme yaparak, 2- Dinde artırma yaparak. Şunu ekleyelim ki, bid'atlara baktığımızda daha çok dinde artırma Şâtıbî'nin deyimiyle ' t e z e y y ü d ' ifade eden bid'atlarla karşılaşıyoruz.

Bunların çoğu da ibadet alanındadır. Bid'atlar çeşitli ölçütlere göre sınıflandırılmıştır. Bunların pratik bir önemi yoktur. Bir-iki örnek vermek­ le yetineceğiz. Bir sınıflamaya göre b i d ' a t l a r dört kısımdır: 1.

A ç ı k ç a küfür olanlar: Cahiliye âdetlerinin dinleştirilmesi gibi. BİD'AT Büyük günah ile küfür arasında gidip ge­ lenler: Çeşitli fırkaların mezhep saplantıları gibi B ü y ü k g ü n a h kebîre s a y ı l a n l a r : Cinsel perhiz, iğdişleşme, kızgın güneş altında namaz kılma, sürekli oruç tutma gibi Mekruh olanlar: Ramazan orucu biter bit­ m e z hiç ara v e r m e d e n Şevval o r u c u n a başla­ makhutbelerde padişahlara dua etmek, Kur'- an'dan belli bir yeri vird her gün belirli saat­ lerde okunan dua edinmek gibi Terkî olanlar, 2.

Gayrî terkî olanlar. Birinci kısımda bid'at dinde olan bir şeyin terk e d i l m e s i y l e s e r g i l e n i r ; ikinci k ı s ı m d a ise di­ nin terk edilmesini istediği bir şeyin yaşatıl- masıyla sergilenir, bk. Sadece İslam'ın değil, tüm dinlerin yozlaşmasında temel betmoney Kazancıma El Koyar Mı, daha doğrusu temel belalardan biri de siyasettir.

Yani dinin siyasal başarı ve çıkar aracı ya­ pılması Biz bunu, siyaset ve saltanat dinciliği olarak anmaktayız. Bu konu üzerinde burada uzun uzadıya duracak deği­ liz. İşin bu yanını biz, bu konuya ayırdığımız " A l l a h ile A l d a t m a " adlı çalışmamızda incelemiş bulunuyo­ ruz. Burada söyleyeceklerimiz çok kısa olacaktır. Tarihin en acımasız sektörü, dini siyasal amaçlar için kullanan sektördür. Bu sektör, insan kitlelerine yaptığı akıl almaz zulümlerle k a l m a m ı şinsanlığın birçok büyük evladının dinden soğumasına, dine ve Tanrı'ya karşı çıkmasına da yol açmıştır.

Çünkü bu sektörün sergilediği kahırlara bakan insanlar "Din bu ise o l m a z o l s u n! Bu sektör önce en zalim sektördür, çünkü insanlı­ ğın rahmet, kardeşlik ve paylaşım kurumu olan dini do­ yumsuz iştahların aracı yaparak insanın temel mutlu­ luk yolunu dikenlemektedir.

duymadan gönülden güvenip teslim olmuş insanları al­ datma üzerine oturmaktadır. Bu betmoney Kazancıma El Koyar Mı, aynı zamanda tarihin en nankör sektörüdür. Güvenilmezdir, ve­ fa nedir bilmez; nankördür, peygamberinin evladını bile hançerlemekten çekinmemiştir; arkadan vurur. Dahası, yürüttüğü ve yaşattığı zulümlerin harcamalarını o zul­ mün mağdurlarına yaptırmaktadır. Aldatılan kitleler, Allah betmoney Kazancıma El Koyar Mı aldatıldıkları için işin farkına varmamakta, böyle olunca da tüm imkânlarını aldatanların önüne sermekte, üstelik bunu bir ibadet coşkusuyla yapmakta­ dırlar.

İşte bunun içindir ki, hiçbir insanlık suçu ve hiçbir vahşet bu sektörün yaptıkları kadar za­ lim ve yıkıcı olamaz. Siyaset dinciliğinin dini yozlaştırması nasıl oluyor? Bu sorunun en iyi cevabı, Emevî krallığının tarihi içinde yatmaktadır. Biraz açalım: Siyaset dinciliğinin başarılı olması için di­ nin omurgasındaki tanrısal iradenin yerine beşerî iradenin k o n m a s ı g e r e k i r. B u y a p ı l m a ­ dıkça sergilenen hiçbir günah, hiçbir hata dini yozlaştıramaz; dindarı da b a t ı r m a z.

Hata niha­ yet günaha vücut verir, günah ise tövbe ile sili­ nir gider. Din, A l l a h ' ı n r a h m e t i n e d o ğ r u yol almaktan ve aldırmaktan çıkar, insan nef­ sinin ve ihtirasların kaosuna doğru yelken aç­ t ı r m a y a b a ş l a r. B u n u n sonu, Allah'ın erdirici iradesiyle insan nefsinin ö l d ü r ü c ü a r z u l a r ı n ı n yer değiştirmesidir. S i y a s e t d i n c i l i ğ i bilir ki, bu yer değiştirme ger­ çekleştirilmeden dini siyasal çıkarların aracı y a p m a k olanaksızdır.

Dinde bu irade değişikliği, her şeyden önce peygam­ berlerin ahlaksal etkilerinin kırılmasını gerektirir. Peygamber, izlenebilecek bir ahlaksal model olmaktan çıkarılıp bulutlar üzerinde kutsallık ve heyecan dağıtan bir dünya ötesi varlığa dönüştürülür.

M i r a ç l no1bahis Memnuniyetsizliği ilgili uy­ durmalar, Peygamberimizin sakalı olduğunu iddia ettik­ leri kılların kutsallaştırılıp tavaf nesnesi yapılması vs.

hep bu dönüştürmenin İsrailiyât kaynaklı dayanakları­ dır. Unutulmasın ki, Hz. Resul'ün evladından H z. İşte siyaset dinciliğinin dinden, Resul'den, âhiret he­ sabından anladığı budur! Bulutların üstüne gönderilen nebinin bu yeryüzünde izlenecek tek şeyi bırakılır: Yaşadığı devrin fotoğrafı, yani içinden çıktığı toplumun giysisi, oturup kalkma şekli vs.

Bu noktaya gelindiğinde peygamber artık bir ahlaksal model olmaktan çıkmış, bir artistik ş e k i l ö n ­ c ü s ü olmuştur. Sadece romantizm ve heyecan dağıtır ama yaratıcı atılım ve uğraşların ilham kaynağı olmaz. numuna getirilir. Bu yapılmıştır ve öylesine tevhit dışı bir üslûpla yapılmıştır ki Kur'an'dan nasipli bir insan bunları gördüğünde bütün zerreleri ürperir.

Kur'an'ın de­ falarca " b e ş e r " diye niteleyerek yaşayan ve izlenebilen bir model haline getirmek istediği Peygamber öylesine insan üstü bir konuma getirilmiştir ki sakalını, tırna­ ğını, giysisini fetişleştirmenin de ötesine geçilmiş, dış­ kısı fetişleştirilmiştir. Onun yüceliğini anlatacağını söyleyenlerden bazılarının onun dışkısına "gâita-i şe­ r i f e " diyebildiklerine tanık olmaktayız.

Dışkısı " ş e ­ rif" diye anılan bir insan, kitleler tarafından model alınamaz, sadece uzaktan kutsanır. Bu n o k t a d a Kur'an'ın şikâyetini görmek için Furkan Suresi ayetlere bakınız Peygamber, melek-nebi konumuna yükseltilip izlene­ bilir model olmaktan çıkarılınca, https://mmixmasters.org/2-slot-game/casinomaxi-financial-casino-kurallar-4.php e y g a m b e r yetkile­ riyle donatılmış izlenebilir modeller üretme a ş a m a s ı n a geçilir.

övgü yaftalarıyla donatılan kişilere on­ lar farkında olur veya olmaz yaptırılır; arkasından da onların kabullerine karşı çıkanlar dindışı ilan edilerek işe yarar kurallar serisi tabulaştırılır. Bu yaftalar on­ lara, kıymetleri bilindiği için değil, dokunulmaz kılınıp putlaştırılmaları için verilir. ilme ve âlime saygıdan doğsa, âlimin yaşayanına zu­ lüm, öleninin fosiline övgü söz konusu olur muydu?

İstenen tespitler yaptırılan kişilerin ve o tespitlerin dokunulmaz kılınması için bir slogana ihtiyaç kalmış­ tır. Bu sloganın esas anlamı düşünen ve düşündüğü için de iti­ raz etmesi mümkün olan kişiler devri kapatılmıştır de­ mektir. Kur'an ise öteki taraftan çağırıp duruyor: Ey i m a n edenler, sakın r a i y y e l e ş m e y i nd a v a r sü­ rüsüne dönüşmeyin!.

Onun tahrik ve afsunuyla vücut bul­ m u ş fıkıh ve hadis kitaplarının yanında, i m a n e s a s l a r ı y l a ilgili akaid k i betmoney Kazancıma El Koyar Mı a p l a r ı n d a bile Kur'- an'la taban tabana zıt yüzlerce kabul ve kural v a consider, ultrabet Canlı Destek Giriş Penceresi are d ı r. manların siyaset dinciliğine azık ve dayanak olmakta­ dır. Ve işte bu yüzden, günümüzün siyaset dincileri bu sahte dini tüm kavram ve kurumlarıyla yaşatmayı bir tür varoluş gayesi bilmektedir.

Bu sahte dine karşı çıkanlar, dindışılık, zındıklık, reformculuk, h a t t a ajanlık ve din yıkıcılıkla s u ç l a n m a k t a ­ dır. Sonucun tam alınması için, kuşku yaratanların iyice tasfiyesi de sağlanmıştır. Ta'zîr kelime anlamı terbiye etme, dikkatli olmaya zorlama, tedbir alma denen kavram ve kurum işletile­ rek devlet başkanına, sakıncalı gördüğü konularda sa­ kıncalı gördüğü kişileri hizaya getirmek için tedbir yet­ kisi verilmiştir. Bu yetki ilk zamanlar, dayak ve ha­ pis gibi cezalar öngörüyordu.

Daha sonra, uygulanan si­ yasetlere karşı çıkışlar artınca yetki sürgün ve öl­ d ü r m e y e kadar uzatılmıştır. Ve bir gün gelmiştir ki, devlet başkanı imam, halife veya sultan saltanatı için sakıncalı gördüğü kişi veya kişileri hiçbir sorgulama ve araştırma yapmadan bir emirle katlettirebilmiştir.

O s ­ manlı düzenindeki "siyaseten katil" kurumu da işte bu ta'zîr kurumunun bir uzantısıdır. Bu ta'zîr Osmanlı'daki şekliyle siyaseten katil k u r u m utarihin h u k u k ve düzen adına yapılandırılan ve işletilen en b ü y ü k cinayet ve zulüm k u r u m l a r ı n d a n biridir.

Devlete ve düze­ ne zararlı olabilirler gerekçesiyle yüzlerce, b i n l e r c e i n s a n bunların i ç i n d e o n l a r c a k u n ­ dak b e b e ğ i de vardır asılıp kesilmiştir. B u kaygı yüzünden bazan analar, evlatlar, babalar katledilmiştir. K a t l e ­ dilen şeyhülislamlar da vardır. Bu ölümler içinde devletin varlığı ve halkın h u z u r u için gerekli olanlar elbette vardı; bizim eleştirimiz, bunun din adına yapılmış olmasına yöneliktir. Gerekçe şudur: Hikmet-i hükümet Sultan öyle görmüş, öyle uygulamışsa bir hikmeti vardır, soru so­ rulmaz Hikmet-i hükümetin nasıl işlediği hususunda bk.

Mumcu, 93 vd. Kur'an, sadece şu iki halde ölüm cezası vermektedir: T a a m m ü d e n cinayet, terör. Bir adı da " s ü n n e t - i Ö m e r " Ömer'in sünneti olan recm ile bir adı da " s ü n ­ net-i E b u Bekir Ebu Bekir'in sünneti olan m ü r - tedlerin katli İslam dışıdır, bk. Ahmet Mumcu, M ü r t e d l e rgenellikle devlet aleyhine çalışan casuslar olarak yakalanmış ve öldürülmüşlerdir. Keşke gerekçe böyle gösterilse ve siyasetin işini kolaylaştırmak için din paravan yapılmasaydı.

Bu deyimi, ilk kez, ölen zenginlerin mallarına yönetim adına el koymak için kullandı, bk. Mumcu, 13 Bu "sünnet-i Ömer"ler zaman­ la sünnet-i Muhammed gibi algılandı ve daha sonra da sünnetullaha dönüştürülüp din haline getirildi. Olaya buradan baktığınızda şu tespite katılmamanız mümkün değildir: "İslam h u k u k u diye a n d ı ğ ı m ı z b ü t ü n içinde Kur'an ve sünnetin yeri ancak yüzde bir­ dir.

Hurafe ve siyaset dinciliği çok iyi bilmektedir ki o eski kural ve kabuller yıkılırsa bugünün dünyasında onların yerini alacak yeni kabuller üretmek Müşteri Hizmetleri Yetkili vizebet olmaz. O halde onların yaşatılması lâzımdır. Bunun için onların, onlara vücut verenlerin dokunulmaz, kut­ sal, zaman üstü, aşılmaz ilan edilmesi kaçınılmazdır.

Dinin siyasete âlet edilmesi konusunda birkaç nok­ tanın daha altını çizeceğiz. Bunların ilki, m ü m i n i n siyasetle m e ş g u l olmasıyla dinin siyaset aracı y a p ı l m a s ı n ı n farklı o l d u ğ u gerçeğidir.

Siyaset dinciliğine karşı çıkış, müminlerin siyasetten u z a k durmaları anlamına alınamaz. İkisi farklı şeylerdir. Dine gönül vermiş insanlar, kendi değerleriyle prangalanarak sivil toplum hayatının dışına itilemez.

emrimde olmayanların dindar olmaları müm­ kün d e ğ i l d i r! İkincisi, m ü m i n i n s i y a s e t a n l a y ı ş ı n d asiya­ sal çıkar için şer ve kötülükle beraberliğe git­ mek yoktur. Çünkü Kur'an, yardımlaşma ve beraberli­ ğin iyilik, güzellik ve hayırda olmasını istemiştir; kötü­ lük, zarar ve serde yardımlaşma ve anlaşmaya gitmek temelden din dışıdır. Bu dindışılıkla ne dine hizmet edi­ lebilir ne de insana Oysaki siyaset dincileri sınırsız ve aman­ sız bir biçimde yalan söylemektedirler.

Yalan ve iftira bunların sermayesi, hatta dini-imanı gibidir. Din; yala­ nı, iftirayı, vefasızlığı, küstahlığı, düzenbazlığı, aldat­ mayı, kamu malı yemeyi, ikiyüzlülüğü yasaklarken siyaset yapanları istisna etmemiştir. Fitne ve fesat "fi sebîlillah" A l betmoney Kazancıma El Koyar Mı a h y o l u n d a olmaz. Siyaset dinciliği, tarih boyunca sergilediği ser­ leri, fitne ve fesatları hep "Fi sebîlillah yaptık, onun için m a z u r u z! Eğer bir din bu ge­ rekçeyi onaylıyorsa onun insanlığın v i c d a n ı n d a yer bulması imkân ve ihtimal dışıdır.

Böyle bir din Allah'ın rahmeti olan din olamaz; o, birilerinin uydurduğu bir si­ yasal çıkar felsefesidir. SİYASET Seyirci kalabilen, m ü ­ min olamaz.

Mümin siyaset yapacaktır ve yapmalıdır; çünkü si­ yaset bir hizmet mesleğidir. İnsana hizmet ise ibadettir. Dinin siyasete âlet edilmesine gelince, o, siyasette başa­ rılı olmayı dinin mukaddeslerini araç yapmaya bağla­ mak, dinin, tüm insanlığın ortak malı olan değerlerini bir siyasal ekibin öne çıkarılmasına araç yapmaktır.

Siyaset dinciliğinde başarı, siyasal muhalifleri saf dışı etmek ve kendini öne çıkarmak için dinin baskı, mani- pülasyon, susturma aracı olarak sömürülmesine daya­ nır.

Siyaset dinciliğinde salt ve saf siyasal ba­ şarı yoktur, dinin değerlerini başkalarının aleyhine kullanarak onları susturma vardır.

Faeser: Ergebnis «sehr enttäuschend»

B u n u n içindir ki siyaset dinciliğinin en değer­ li s e r m a y e s i h a s ı m l a r ı n ı tekfir kâfir ilan et­ me ve onlara din adına iftiradır. Böyle bir siyaset müminin siyaseti olmaz, düpedüz dinsizlik olur. Dinin yağmalanması, din değerlerinin insana açtığı kredilerin belli bir grubun çıkarı için te­ kele alınması olur.

Son olarak şunu da söyleyelim: Siyaset betmoney Kazancıma El Koyar Mı, poli­ tik çıkarları uğruna din ve iman değerlerinin zedelen­ mesinden, hatta telef edilmesinden rahatsız olmamakta­ dır.

Siyaset dincisi, siyasal çıkarı için dinle imanla zerre kadar ilgisi olmayanlarla sarmaş-dolaş olabildiği, kader birliğine gidebildiği halde dini adına en seçkin değerleri üreten ama kendisine politik destek vermeyen insanlara amansız biçimde düşman olabilmektedir. Siyaset dincisinin hayatında ve davranı­ şında belirleyici u n s u r. Allah'ın rızası ve di­ nin saygınlığı değil, siyasal hesap ve çıkardır. Burada bir gözlemimizi anlatmak istiyoruz: Türki­ ye'nin değişik yörelerinde yıllarca Alevî-Şiî düşmanlığı yapmış, hatta Ali adından bile rahatsız olduğunu ifade etmiş " h o c a e f e n d i l e r " tanıdık.

Bunlar günün birinde koyu Alici-Şiîci kesildiler ve bazı siyasal odakların gön­ lünü almak için eskiden neredeyse ilahlaştırdıkları Ö m e r ' eEbubekir'e dil uzatmaya başladılar. Çünkü İran'da bir Şiî ihtilal oldu ve Türkiye'de bu " h o c a e f e n d i l e r betmoney Kazancıma El Koyar Mı i n bağlı olduğu siyaset odakları o Şiî ihtilalin öncüleriyle siyaset birliğine girdi.

Şimdi bu efendilerin din hassasiyetleri ne oldu? Pek çok insan sormak ihtiyacı duymuştur: Bunların din nutukları Al­ lah için mi, siyasal hesaplar için mi? İstenen Nasıl Gönderirim?

Belgeleri globalbahis tutarsızlık, devrim sonrasında İran tarafından sergilenmiştir. İslamî devrimi hararetle destekleyenler­ den olarak biz, bu tutarsızlıkları görerek korkunç hayal kırıklıklarına uğradık. Ne yazık ki İran. Nerede kaldı Ehlibeyt davası, nerede kaldı Emevî'nin İslam'ı right vippark Yüksek Oranlarla Hızlı Bahisler consider ettiğin­ den asırlardır yakman anlayış!.

Gaye dinse, bu tavrın izahı mümkün değildir; gaye siyasal çıkarsa o zaman da bu tavra din demek mümkün değildir. Demek oluyor ki dinin siyasal çıkar aracı yapılması din adına hayal kırıklığı, yozlaştırma ve hüsrandan başka bir şey getirmemektedir. Bunun böyle olduğunu, tüm dünya ile birlikte biz de izlemekteyiz Rableştirme, Allah'ın sıfatlarından biri olan Rab sı­ fatını ismen veya fiilen birilerine vermek, birilerini rab haline getirmek demektir.

Kur'an bunu "Allah'ın b e ­ risinden rabler e d i n m e " şeklinde ifadeye koymak­ tadır. Rableştirme, Hz. Y û s u f u n ağzından eleştirilir­ ken şu ürpertici soru sorulmaktadır: "Fırkalar oluş­ t u r m u ş r a b l e r m i hayırlıdır, y o k s a V â h i d v e Kahhâr olan Allah m ı?

Yûsuf, Bu beyyine tanrısal kanıtdolaylı olarak şunu da göstermektedir: Sembolbet Bahis Ortakları Kimlerdir ve rableştirenler mutlaka ve muhakkak fırkalar oluşturur, parçalanma ve bölünme getirir, tevhit gerçeğinden uzaklaştırır Bir kanserojen bölünmedir ki o, Allah'tan başka hiçbir güç önüne geçe­ mez.

Şirkin bir belirişi olan rableştirme, şirki en büyük zulüm olarak gören Kur'an'm insan hayatından kov­ mak istediği temel olumsuzluklardan biridir. Üç temel görünüm arz eder: 1. Melekleri rableştirme Âli İmran, 802. Peygamberleri rableştirme Âli İmran, 803. Diğer insanları rableştirme. Rableştirmenin dini yozlaştırmaya sebep olanları, peygamberleri rableştirmeyle din sınıfını rableştirme- dir. Çünkü bu rableştirmeler inkarcılar tarafından de­ ğil, inananlar tarafından kutsal adına yapılır.

Bu yüz­ den en büyük yıkımı dinedir ve bu yüzden en tehlikeli rableştirme türüdür. Peygamberler, habercisi ve elçisi oldukları Yaratıcı ile ortak konumuna getirilerek hizmet ettikleri davanın tam tersi bir amaca araç yapılmışlardır.

Kur'an'ın bun­ dan şikâyeti çok ağır ve ısrarlıdır. Allah'ın elçilerinin Allah'ın ortakları ko­ n u m u n a g e t i r i l m e s i ve bunun din adına yapılması Cenabı Hakk'ı öfkelendiren temel sapmalardan biridir. Peygamberlerin rableştirilmesi dinde tevhidin omur­ gasını zedeler, şirke kapı açar. Yozlaşmanın ana kana­ lı budur. Bu kanal, ne yazık ki peygamberlere saygı ve onları yüceltme adı altında yapılmıştır ve yapılmakta­ dır.

Kur'an'ın ana şikâyetlerinden biri olan bu sapma, M u h a m m e d ümmetinin de temel sürçmelerinden biri olmuştur. Kur'an'ın bütün uyarısına, Cenabı Peygam- ber'in tüm engellemelerine rağmen Bunun nasıl yapıldığı, bu eserin "Peygamberlik ve P e y g a m b e r l e r l e ilgili S a p m a l betmoney Kazancıma El Koyar Mı r " bölümünde ince­ lenmiştir.

RABLEŞTİRME Kur'an, nebileri rableştirmenin giderek din büyüklerini rableş- tirmeye varacağına betmoney Kazancıma El Koyar Mı çekmiştir. İsa'yı, H z. U z e y r ' i "övüyoruz, y ü c e l t i y o r u z " teranesiyle rableş- tirenler bk.

Tevbe, 30bir adım sonra da hahamlarını, ruhbanlarını rableştirmişlerdir. Bu bir süreçtir ki bir kez girdiniz mi şeytan size onu mutlaka tamamlatır. Tev­ be, 31 Kur'an âdeta şunu ilan ediyor: P e y g a m b e r l e r i rableştiren hasta şuuraltı onlardan boşalan yere birilerini oturtmak istemektedir.

O birile­ ri din sınıfının önde gelenleridir. O n u n içindir ki Kur'an, Tevbe Suresi'nin ayetinde nebile­ rin rableştirilmesinden, 3 1. Ne yazık ki Kur'an'm tanıttığı ve yıktığı bu bela, sonraki zamanlarda İslam'ın bünyesine de sokulmuş ve önce İsrailiyât uydurmalarıyla Hz. Peygamber rableş- tirilmiş, onun ardından da-süreç işleyerek-din adına yüce bilinen kişiler sahabîler, t a b i î l e rş e y h l e rm e z h e p imamları, seyyidler, şerifler vs.

rableşti­ rilmiştir. İslam dünyası bu rableştirmenin zehirli kahır­ ları altında asırlarca inim inim inlemiştir ve ne yazık ki inlemeye devam etmektedir. Yüzlerce örtülü y e ­ dek ilah, binlerce maskeli sahte peygamber, di­ risi veya ölüsüyle, ü m m e t i n k a d e r i n e h ü k m e t ­ mektedir.

Dinde yozlaşmanın son aşaması, bu aşamadır. Dinde sahte hüküm makam­ larının doğması, yapay yasakların ve sevapların vücut bulması bu aşamadadır.

Çünkü din adamlarının hoş gördüklerinin helal, çirkin gördüklerinin haram ilan edilmesi de bu aşamadadır.

PVC-Platte

Hahamların ve rahiplerin rableştirilmesinden yakı­ nan Tevbe betvakti Canlı Canlı Oyunları indiği zaman Peygamber Aleyhisse- lam'a sordular: "Hahamların ve rahiplerin rableş­ tirilmesi nasıl o l u r?

Tirmizî, tefsîru Suretü't-Tevbe: hadis no: Şimdi biz soralım: Onların haram dediğinin haram, helal dediğinin helal kabul edilmesi nasıl olur? İşte reçe­ te bu sorunun cevabındadır. Hiç kimse inkâr edemez ki, bugünün insanı için, din büyüklerinin az önce değindiğimiz yolla rableştirilme- leri ashabın, tâbiûnun, mezhep imamlarının tarikat li­ derlerinin, hatta bazı siyasal şeflerin sözlerini buyruk kabul etmek şeklinde vücut bulmaktadır. Onlar ne de­ mişse doğrusu odur; içtihadın şaşmazını onlar yapmış, ilhamın sapmazını onlar yakalamıştır.

Din, onların de­ diği ve yazdığıdır İşte bu anlayış ve kabul, Kur'an'ın Tevbe a y e t i ­ nin getirdiği ve o ayetle ilgili olarak Resul'ün gösterdiği beyyinenin dikkat çektiği felaketin ta kendisidir. lah'ın dinine giden yolları dikenlemektedir. Müslüman­ ların tüm gayretlerini sonuçsuz bırakan, dökülen terleri işe yaramaz hale getiren bela bu beladır.

Bu bela, insanı https://mmixmasters.org/4-casino/fujibahis-yeni-yl-yarmas-9.php yapan üstünlükleri çürütmekte, özgürlük, irade, yaratıcılık ve üreticilik gibi yüceltici değerleri körelt- mektedir.

Bu, her şeyden önce o kitabın ilkelerine aykırıdır. Varlık ve hayatın kanunlarına zaten aykırıdır Kısacası, i s l a m d ü n y a s ıA l l a h ' ı n berisinden rabler edinmeyi betmoney Kazancıma El Koyar Mı ü r d ü r d ü ğ ü sürece sürünmeyi de sürdürecektir Türkçe'ye Farsça'dan geçen abdest, ab su ve d e s t el kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur.

Arapça'da abdest anlamında kullanılan v u d u ' keli­ mesi Kur'an'da geçmez. Kur'an, abdestin adını anmaz ama onun ne için ve nasıl alınacağını anlatır. Nasıl ve neden bozulacağını da anlatır. Kur'an, namaz dışında herhangi bir ibadet veya davranış için abdest almanın gerektiğine ilişkin bir ima bile taşımamaktadır.

T ü m bu söylediklerimize yer verilen ayet M a betmoney Kazancıma El Koyar Mı d e Suresi 6. ayettir: "Ey iman sahipleri! Yani cümle o şekilde kurulmuştur ki ilk ve açık ifadesinden ayakların mesh edileceği, ikincil bir anlam olarak da ayakların yıkanacağı anlaşılmakta­ dır. açıklamalar için bk. Öztürk; "Kur'andaki İslam", il­ gili ayetin açıklaması Bu tarz, Kur'an'ın daha başka konularda da baş vur­ duğu " k o l a y l ı k sağlayıcı e s n e k l i k l e r d e n d i r.

Aynı kişi bir seferinde yıkamış, piabella casino Çekme Yöntemi sefe­ rinde mesh etmiştir. Allah bu işi kuluna bıra­ kıyor. Karar kendisinindir. Y a n i ayak çıplak olabileceği gibi, ço­ raplı, ayakkabılı v e y a çizmeli olabilir. A s r ı s a - adet'teki uygulama da bu şekildedir. Sonraki zamanlarda, yapay kutsallıklar ve buyruklar üreten bazı kişilerin dayatmasıdır.

İşin esası budur. Bunun dışına çıkarak namazdan başka ibadetler için abdest şartı k o y m a közellikle Kur'an'ın tutulup okunmasını abdestli olma şartına b a ğ l a m a k K u r ' a n dışıdır, s a p t ı r m a d ı r. ABDEST Bu konunun ayrıntıları, Kur'an ile ilgili bid'atlar bah­ sinde verilmiştir. Geniş bilgi için ayrıca "Kur'andaki islam" adlı eserimize bakılabilir. Ayakların öncelikle mesh edilmesi emrediliyor.

Ama kullanılan ifade, dile­ yenin ayaklarını yıkayabilceğini de göstermektedir. Hal böyle iken, ayakların yıkanmasını farz gösterip mesh edebilmek için çorap türü bazı deri giysilerin mest gi­ yilmesini şart koşmak Kur'an ve sünnette yeri olmayan bir dayatmadır.

Ayaklar her hal ve şartta mesh edilebilir: Çıplak, ço­ rap üstüne, ayakkabılı, çizmeli, takunyalı vs. Bu konu­ daki Asrısaadet uygulamaları için bk.

Sıcak ikli­ min bir tür ayakkabısıdır. Bugün bunu çorap yerine ko­ yarak enine boyuna anlatıyorlar ve bunun dışındaki ço­ rap veya ayakkabılar üstüne m e s h edilemeyeceğini hükme bağlıyorlar ki, tam bir saptırmadır. Dinde zor­ laştırma ve z i y a d e l e ş t i r m e n i n açık örneklerinden biridir. O halde abdestin farzları mutlaka y e r i n e ge­ tirilmesi gerekenleri ilmihal kitaplarının yazdıkları gibi 4 değil, 3'tür. Bunlar: 1. Elleri dirseklere kadar yıkamak, 3.

Başı ve ayakları mesh etmek ayakları yıkamak tercihe bıra­ kılmıştır, mesh etmek ise farzdır. Kur'an ve sünnetin istediği abdest budur. Bu abdest, İbn Hemmâm ölm. Şunu da ekleyelim ki, abdestte işleme tâbi tutu­ lan organların t ü m üaz veya çok açık h a v a şartlarına maruz kalan o r g a n l a r d ı r. Abdest uzuvları tesettüre tâbi değildir. Bunlar da yüz, dirseklere kadar eller, saçlar ve ayaklardır.

B u n u n açık anla­ mı, abdest uzuvlarının tesettüre tâbi olmadığı­ dır. Bunu söylediğimizde bir cehalet sergilenmekte ve şöyle denmektedir: O uygulama, mahrem kadm-erkekler arasında veya Peygamberimizle eşleri arasında idi.

Bu tam bir yalandır ve kaynaklara açıkça terstir. tında verilmiştir. Hatta Hz. Ömer, bu durumdan rahat­ sız olmuş ve sert tavrını bir kez daha konuşturarak ka­ dın ve erkekler için ayrı kaplar hazırlanmasını öner­ miştir, bk.

Ömer'in müdahalesinin bir sonuç vermediği ve uygu­ lamanın öylece devam ettiği tartışmasızdır. Spor Dalları olunca da hiçbir tevil söz k o n u s u olma­ malıdır. Bu konunun anlatıldığı yerlerde " B u uygulama tesettür hükmünün gelişinden önce i d i betmoney Kazancıma El Koyar Mı ş e k l i n d e bir kayıt da konmamıştır. Eğer böyle bir şey olsaydı o kayıt mutlaka konurdu. Sadece son yıllarda bazı yayın­ cılar, hadis kaynaklarında metnin t a m a m e n dışına yayıncının notu olarak şu kaydı koymuşlardır: " B u uygulama tesettür emrinden önce olabilir!

Olabilir ama, her ne hikmetse olmamış. Ve şu, ke­ sin bir sünnet uygulaması olarak bize ulaşmış­ tır: A b d e s t uzuvları için tesettür k a y d ı aran­ maz. Abdes t alınırken o r g a n l a r ı n bir v e y a b i r k a ç kez y ı k a n m a s ıkişinin o andaki durumuna ve kendi takdirine kalmıştır. Yapay buyruk icadıdır.

zan iki-üç kez, bazan da dört kez yıkamıştır, bk. Meshederken bazan kulaklarını da meshe tâbi tutmuştur. Bazan kulaklarının sadece dışını, bazan içlerini de mesh etmiştir, bk. Kişi yüzünü, elini, kolunu kaç kez yıkayacağına içinde bulunduğu değişik şartları thought rexabet Açma Bilgilerinizi Betlobi are alarak kendisi karar verir. Ayette sayılandan daha fazla organın örneğin ağzın içinin, b u r n u n yıkanması, tıpkı zorunlu organların birden çok yıkanması gibi, tercihe bırakılmıştır.

İsteyen, abdest alırken, örneğin, ayakları yanında dizlerini de yıkayabilir. Ama bunlar kişinin o andaki durumuna ve sonuçta kendi isteğine bağlıdır. Ancak, yıkanması emredilen organlar dikkate alındığında kendiliğinden doğan bir sıralama ortaya çıkar: Bir insan önce ellerini- kollarını, betmoney Kazancıma El Koyar Mı yüzünü yıkar, daha sonra da başını ve ayaklarını mesh eder.

Ama bir kişi, bu sıraya uymasa veya bu sırayı unuta­ rak bozsa unuttuğu organı yıkar ve abdesti geçerli olur. Bu ona bırakılmıştır. G e ­ leneksel ilmihaller bu konuda Allah'ın emri gibi sıra­ lar, sayılar belirlemekte, betmoney Kazancıma El Koyar Mı sıralamanın bozulması ha­ linde nelerin gerektiğine 1 ilişkin uzun uzun yazıp durmaktadırlar.

Doğrusu, bu tarz, bir-iki paragrafta, birkaç cümlede anlatılabilecek abdesti bir akrobasi anlatımı haline geti­ rerek içinden çıkılmaz bir kaosa dönüştürmekte, A l ­ lah'ın kullarında hiç yoktan, bıkkın bir şuuraltı uyan­ dırmaktadır. Kur'an'm kolaylık ve sadelik dini olarak tanıttığı İslam adına böyle bir zorlaştırma yaratmaya kimsenin hakkı olamaz Bunun yerine, Müslüman'a: " Ş uşu organlarını y ı k a y a c a k s ı ngerisi sana k a l m ı ş t ı r " diyerek iş birkaç cümlede bitirilseydi sonuç, Allah'ın muradına ve Hz.

Peygamber'in uygulamasına çok daha yakın olurdu. Fıkıh kitapları, özellikle ilmihaller okunduğunda görü­ lür ki tarih boyunca birilerinin abdestli kabul ettiği kişi­ leri bir başka zümre abdestsiz kabul etmektedir.

Böyle bir şeyi onaylamak mümkün değildir. A b d e s tnamazın olmazsa olmaz şartıdır. Bir insan namaz kılacaksa bunun ilk şartı abdest almaktır. Bir insan ya abdestlidir, ya abdestsiz.

İslam bir tanedir, onun namazı bir tanedir ve o na­ maz için ön görülen şartlardan biri olan abdest de bir https://mmixmasters.org/1-slots/isabet-web-sitesi-nedir-13.php. O halde bir insan birine göre abdestli, bir ötekine göre abdestsiz nasıl olur?

Bu işin İslam'a ve onu gönderen Allah'a göre olanı hangisidir? Birine göre şu, birine göre b u.